Başta yetişkin kadınlar, çocuklar ve gençler olmak üzere tüm yaş gruplarının bu grubu her gün tüketmesi gerekir.
Bu grupta yer alan besinler:
Süt ve yerine geçen besinler; yoğurt, peynir ve süttozu gibi sütten yapılan besinler
İçerdiği Önemli Besinler :
Protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini (riboflavin) ve vitamin B12 olmak üzere birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır.
Başlıca Görevleri:
Kalsiyumdan zengin olan bu grup kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında önemli rol oynar.
Her gün yetişkin bireylerin günlük 2 porsiyon, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların3-4 porsiyon süt ve yerine geçen besinleri tüketmeleri gerekir. Bir orta boy su bardağı (200 cc) süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynir bir porsiyondur.
Yağsız veya yağı azaltılmış süt, yoğurt ve tuzu az peyniri tercih edin.
Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri
besinler insanlarda brusella hastalığına neden olur. Bu nedenle sokakta
satılan kaynağı bilinmeyen sütleri tüketmeyin.
Pastörize edilmiş veya UHT (uzu ömürlü süt) sütleri tercih edin.
Kaynağını bilmediğiniz ve tanımadığınız kişilerin sattığı sokak
sütlerini satın almayın.
Sütün az kaynatılması sütte bulunan mikropların tamamını öldürmez.
Sütün çok kaynatılması ise vitamin kaybına neden olur. Sütü kaynama
noktasına geldikten sonra en az 5 dk. kaynatmak hijyenik yönden yararlı
olabilir.
Yoğurdun suyunun süzülmesi veya bekletme esnasında oluşan suyunun
atılması vitamin B2 (riboflavin) kaybına neden olur. Riboflavin vücutta
önemli işlevleri olan bir vitamindir. Bu nedenle yoğurdun yeşilimsi suyu
atılmamalı, değerlendirilmelidir. Ekmek mayalandırma, bisküvi ve pasta
ile çorba yapımında kullanılmalıdır.
Satın alınan plastik yoğurt kapları, daha sonra yiyecek saklama amacı ile kullanılmamalıdır.
Sütlü tatlı pişirildikten sonra ocaktan alınırken şekeri
eklenmelidir. Pişirilme sırasında eklenen şeker ile sütün proteini
birleşince protein kaybı oluşur.
Tarhana yoğurt, un veya yarmadan yapılan geleneksel bir besinimizdir.
Beslenmemizde önemli yeri vardır. Ancak kurutulma işlemi hava akımı
olan ve gölge bir yerde, üstü ince temiz bir bezle örtülerek yapılmalı,
güneş altında kurutulmamalıdır. Aksi halde önemli vitamin kayıpları
oluşur.
İshal tedavisinde yoğurt yenmesi ve tuzlu ayran içilmesi yaşam kurtarır.
ET-YUMURTA-KURUBAKLAGİL GRUBU
Bu grupta yer alan besinler:
Et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi
besinler bulunur. Ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar da bu grupta
yer alır.
İçerdiği Önemli Besinler :
Protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum, B6, B12, B1 ve A vitamini, posa (kurubaklagiller) içerir.
Başlıca Görevleri:
Hücre yenilenmesi, doku onarımı ve görme işlevinde görev alan besin öğelerini sağlarlar.
Kan yapımında görevli en önemli besin öğeleri bu grup tarafından sağlanır.
Sinir, sindirim sistemi ve deri sağlığında görev alan besin öğeleri en çok bu grupta bulunur.
Hastalıklara karşı direnç kazanılmasında rolü olan en önemli besin grubudur.
ETLER
Etler iyi kalite protein kaynağıdır. Özellikle protein
gereksiniminin arttığı, hızlı büyümenin olduğu bebeklik, çocukluk
dönemlerinde diyette mutlaka yer alması gerekir.Günlük 2-3 köfte kadar et-tavuk-balık-hindi tüketilmelidir.
Etin kendisi protein içerdiği için suyundan ziyade kendisi yenilmelidir.
Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu
için koroner arter hastalığı, diyabet, hipertansiyon gibi hastalığı
olanlar diyetisyen kontrolünde yağsız kırmızı et ve derisiz beyaz eti
(tavuk, hindi) ve balık etini tercih etmelidirler.
Omega–3 (n-3) içeriği yüksek olduğu için sağlıklı beslenme için haftada en az 2 kezbalık yenilmelidir.
Salam, sosis gibi et ürünlerini tüketirken yanında mutlaka C, E
vitamininden zengin bir besine yer verilmelidir. Bu besinlerin yağ
oranı yüksek olduğundan sınırlı tüketilmelidir.
Veteriner kontrolünden geçmiş etler tüketilmelidir. Kaçak kesilmiş
etler hastalık etkenlerini taşıyabilir, iyice pişirildikten sonra
tüketilmelidir.
Pişirmede haşlama, ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmadan kaçınılmalıdır. Et konan yemeğe yağ eklememelidir.
Etler ızgara edilirken etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak,
kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır, aksi halde kanser yapıcı
maddeler oluşur. Aynı nedenle etler çok yüksek sıcaklıkta, uzun süre
pişirilmemelidir.
Güvenilir yerlerden satın alınmalı; hemen tüketilmeyecekse soğukta veya dondurucuda saklanmalıdır.
YUMURTA
Protein kalitesi yüksek olduğu için bebek ve çocuklar tarafından her gün bir adet tüketilmesi yararlıdır.
Diyette protein miktarının kısıtlandığı böbrek ve karaciğer
yetmezliği gibi hastalıklarda yumurta örnek protein içeriği nedeni ile
önemli bir protein kaynağıdır.
Yumurtaya kabuklarından kolaylıkla mikroorganizmalar geçtiği için özellikle akının iyi pişirilerek tüketilmesi gerekir.
Pişmemiş (çiğ) yumurta tüketilmemelidir.
Kalp-damar hastaları haftada 1-2 kez yumurta yiyebilirler.
Et yemeyenler et seçeneği olarak yumurta yiyebilirler. Bir adet
yumurta, besin değeri açısından yumurta büyüklüğündeki ete eşittir.
Yumurta sebzelerle ve tahıllarla birlikte yenirse, kan kolesterolüne olumsuz etkisi olmaz.
Yumurtanın içindeki lesitin beyin işlevlerinin düzenli olmasında yardımcı olur.
Satın alırken üzeri temiz, çatlağı ve kırığı olmayan yumurtalar seçilmeli, buzdolabında yıkanmadan saklanmalıdır.
Yumurta bayatsa ve uzun süre pişirilirse sarısının etrafında yeşil
renkte demirsülfür halkası oluşur. Bu nedenle taze yumurta tüketilmeli
ve haşlama süresi katı yumurta için su kaynamaya başladıktan sonra 8
dakika ile sınırlandırılmalıdır.
KURUBAKLAGİLLER
Posa içeriklerinin yüksek olması ve yağ içeriklerinin düşük olması
nedeniyle özellikle kalp-damar ve diyabet hastalarının diyetinde
sıklıkla yer almalıdır
Özellikle kuru baklagillerin haftada 2-3 kez tüketilmesi önerilmektedir.
Protein kalitesini arttırmak için tahıllarla birlikte tüketilmelidir.
Islatma ve iyi pişirme ile gaz yapıcı etkileri en aza indirilebilir. Kesinlikle pişirme suları dökülmemelidir.
Bileşimindeki minerallerin yararlılığı açısından C vitamininden zengin besinlerle birlikte tüketilmelidir.
YAĞLI TOHUMLAR
Yağlı tohumlar; B grubu vitaminleri, mineraller, yağ ve proteinden
zengin olan besinlerdir. Ancak yağlı tohumlar diğer besinlere göre daha
fazla yağ içerdiklerinden tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir.
Özellikle çocukların ve ağır işte çalışanların diyetinde yer verilmesi
yarar vardır.
Yeterli ve dengeli beslenmede günlük miktar fındıkta 15-20 adet (30 gr) veya cevizde 5-6 adet (30gr) olmalıdır.
Evde saklarken kabuklu ve kabukları ayrılmış olanlar bir arada tutulmamalı, nemsiz ve serin ortamda saklanmalıdır.
SEBZE ve MEYVE GRUBU
Bu grupta yer alan besinler
Bitkilerin her türlü yenebilen kısmı sebze ve meyve grubu altında toplanır.
İçerdiği Önemli Besinler :
Mineraller ve vitaminler bakımından zengindirler. Folik asit, A
vitaminin ön öğesi olan beta-karoten, E, C, B2 vitamini, kalsiyum,
potasyum, demir, magnezyum, posa ve diğer antioksidan özelliğe sahip
bileşiklerden zengindirler.
Başlıca Görevleri:
Büyüme ve gelişmeye yardım ederler.
Hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlarlar.
Deri ve göz sağlığı için temel ögeler içerirler.
Diş ve diş eti sağlığını korurlar.
Kan yapımında görev alan ögelerden zengindirler.
Hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler.
Doygunluk hissi sağlarlar.
Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların (kalp
damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri) oluşma riskini
azaltırlar.
Barsakların düzenli çalışmasına yardımcı olurlar.
SEBZE VE MEYVE GRUBU İÇİN ÖNERİLER
Çeşitli renk ve türlerde sebze tüketin. Farklı sebzeler, farklı besin
ögeleri içerdikleri için gün içerisinde tüketilen sebzelerin
çeşitlendirilmesi gerekir. Bir gün içerisinde, koyu sarı sebzeler
(havuç, patates), koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, marul,
kıvırcık, pazı, semizotu, brokoli vb), nişastalı sebzeler (patates,
bezelye) ve diğer sebzeler (domates, soğan, taze fasulye) dengeli bir
şekilde tüketilmelidir.
Meyveler de, içerdikleri besin öğeleri ve miktarı bakımından
farklıdır. Bu nedenle tüketimlerinde çeşitlilik sağlanmalıdır.
Genellikle, turunçgil grubu ve çilekler vitamin C, kiraz, kara üzüm,
kara dut diğer antioksidanlardan zengin iken; muz, elma gibi meyveler
potasyumdan zengindirler.
Tüm sebze ve meyveler besin değeri içeriği ve ekonomik olması açısından mevsiminde, bol ve ucuz bulunduğu dönemlerde en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi önerilmektedir.
Örneğin ;
1 porsiyon meyve = 1orta boy elma veya 1 orta boy portakal veya 1 büyük boy mandalina
1 porsiyon sebze = 4-5 yemek kaşığı sebze yemeği veya 1 kase salata
PİŞİRME İLKLERİ
Sebze ve meyveleri çiğ tüketmeyi tercih edin. Yenilebilen
kabuklarını soymayın. Eğer soymanız gerekiyorsa mümkün olduğunca ince
soyun. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış
yapraklarında, kabuğunda veya kabuğun hemen altındaki kısımlarında
bulunurlar, iç kısımlarda yoğunlukları daha azdır.
Taze sebzeler önce ayıklanmalı, akan bol su altında iyice yıkanmalı sonra doğranmalı ve yeteri kadar su ile pişirilmelidir.
Sebzeleri yıkarken suda uzun süre bekletmemek gerekir. Bekletme
sırasında bazı vitaminler suda çözünürler, besin değeri azalabilir.
Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde kesmek gerekir. Yüzeyle az temas vitamin kaybını azaltır.
Sebzeler doğranmadan önce içinde pişirileceği sıcak karışım
hazırlanmalıdır. Bunun için öncelikle yağ, soğan, salça karışımı ve
gerekiyorsa su konur. Kaynayana kadar geçen sürede sebzeler doğranılarak
sıcak karışıma eklenir ve pişirilir.
Yeşil yapraklı sebzelerin su oranı çok yüksektir. Bu nedenle suyu
koruyabilen derecelerde hiç su koymadan veya susuz pişirilebilir. Sebze
yemeğine ne kadar su konursa vitamin kaybı o kadar fazla olur.
Sebzeleri mümkün olduğunca kısa sürede ve diriliği korunacak şekilde
pişirmek gerekir. B vitaminleri ve C vitamini gibi bazı vitaminler ısı
ile kolayca kayba uğrar.
Sebze ve meyveleri pişirirken tencerenin kapağı kapalı tutulmalıdır. Böylece buhar kaybolmayacak ve pişme süresi kısalacaktır.
Sebzelerin haşlama suyu kesinlikle dökülmemelidir. Dökülürse suda
eriyen vitaminlerin büyük bir kısmı (vitamin C, B2, folik asit vb) suya
geçtiği için, besin değeri kaybı çok fazla olacaktır.
Sebzelerin pişme suyu çorbalara, yemeklere ve soslara eklenebilir.
Sebzeler pişirilirken asla soda eklenmemelidir. Pişirme sırasında
eklenen soda sebzelere daha yeşil bir renk kazandırmakla birlikte bazı
vitaminlerde kayıplara neden olur.
Meyve ve sebzelerin sularını tüketmek yerine, tüm olarak
tüketilmesi, ayrıca kabuklu yenilebilen meyvelerin kabukları ile
yenilmesi posa tüketimini artırılmasını sağlar.
Çimlenmiş patateslerde kabuğa yakın kısımda bulunan ve zehirleyici
etkisi bulanan solanin (bir alkaloid) maddesi miktarı artır. Bu nedenle
patates çimlenmekten korunmalıdır. Aşırı çimlenmiş patatesler
tüketilmemelidir. Solanin zehirlenmesi sindirim sistemi bozuklukları,
terleme ve halsizlik vb bulgularla ortaya çıkar.
EKMEK ve TAHIL GRUBU
Bu grupta yer alan besinler
Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıl taneleri ve
bunlardan yapılan un, bulgur, yarma, gevrek ve benzeri ürünler bu grup
içinde yer alır.
İçerdiği Önemli Besinler ve Başlıca Görevleri:
Tahıl ve tahıl ürünleri vitaminler, mineraller, karbonhidratlar
(nişasta, lif) ve diğer besin öğelerini içermeleri nedeniyle sağlık
açısından önemli besinlerdir. Tahıllar, protein de içerir. Bu proteinin
kalitesi düşük olmakla birlikte kurubaklagiller ya da et, süt, yumurta
gibi besinlerle bir arada tüketildiklerinde protein kalitesi
arttırılabilir. Tahıllar, ayrıca bir miktar yağ da içerirler. Tahıl
tanelerinin yağı vitamin E’ den zengindir. Tahıllarda A vitamini
aktivitesi gösteren öğelerle, C vitamini hemen hemen yoktur. Tahıllar
B12 dışındaki B grubu vitaminlerinden zengin, özellikle B1 vitaminin
(tiamin) en iyi kaynağıdır. Bu vitaminler tahıl tanelerinin çoğunlukla
kabuk ve özünde bulunur.Mineraller ve vitaminler bakımından
zengindirler. Folik asit, A vitaminin ön öğesi olan beta-karoten, E, C,
B2 vitamini, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve diğer
antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindirler.
EKMEK ve TAHIL GRUBU İÇİN ÖNERİLER
Tam tahıl ürünlerini tüketin.
Tüketilecek miktar bireyin ağırlık ve bedensel çalışma durumuna göre
değişir. Az hareketli, şişman bireylere günde 3 ince dilim ekmek (75 g)
yeterli iken zayıf bireyler, ağır işte çalışanlar bunun 3-5 katını
yiyebilirler.
Tam tahıl ürünleri günde 6 porsiyon (6 dilim ekmek veya 3 dilim ekmek, 1 kepçe unlu çorba, 4 yemek kaşığı pilav gibi) tüketilebilir. Ağır işte çalışan ve enerji gereksinimi fazla olanlar bu gruptan daha fazla tüketebilirler.
Protein ve vitamin içeriğini arttırmak için diğer besinlerle (kuru baklagiller, süt ve ürünleri) birlikte tüketin.